Böbrek Kanserinde 10 Risk Faktörü

Böbrek kanserinin diğer bazı kanser türlerinde de olduğu gibi kesin sebebi tam olarak bilinmemektedir. Diğer kanser türlerinde de olduğu gibi bazı risk faktörü şeyler vardır ve bunlardan bahsedilebilir. Birazdan inceleyeceğimiz 10 risk faktörü görülmeden de böbrek kanseri gelişimini tamamlayacağı gibi, risk faktörleri görülen kişilerde de mutlaka böbrek kanseri olacağı söylenemez.

Böbrek Kanserine Neden Olan 10 Risk Faktörü

1. Böbrek Hastalıkları

Kronik böbrek yetmezliği, bazı böbrek enfeksiyonları ve böbrek kisti hastalığı, böbrek kanseri için majör risk faktörüdür. Uzun süreli diyaliz hastalarında böbrek kanseri riski normale göre 3-4 kat daha fazla bulunur. Böbreğin kronik enfeksiyonları ve bazı viral hastalıkları, kanserin gelişiminde majör risk faktörü sayılır.

2. Böbrek Nakilleri

Farklı bir nedenle böbrek nakli yapılan kişilerde tedavi için verilen ilaçların böbrek kanseri gelişiminde riski artırdığı gözlemlenmiştir.

3. Genetik Faktörler

Böbrek kanseri genetik açıdan, ailesel ve rastlantısal şeklinde sınıflandırılabilir. Birinci ve ikinci derece kan bağı bulunan kişilerde böbrek kanseri vakası bulunan kişinin kendisinde de kanser teşhisi riski normalden 3-4 kat fazla olmaktadır. Böbrek kanserinde genetik yatkınlık vardır denebilir. Genetik açıdan bakılacak olursa çok fazla sayıda genetik mekanizmanın, böbrek kanseri  eğilimini arttırdığı gözlemlenmiştir.

Genel faktörlerle ilişkili olan ve genç yaşta görülen aynı zamanda iki taraflı böbrek kanseri ile seyreden “VHL” hastalığı, buna bir örnek teşkil eder. Genetik mutasyon temelli Tüberoskleroz  hastalarında böbrek kanseri riski yüksektir. Bu örnekler böbrek hücreli kanserlerin genetik özelliklerini gösterebilmek açısından önem taşımaktadır.

4. Radyasyon ve Kemoterapi İlaçları

Radyoterapi ve Kemoterapi tedavisi görmüş insanlarda böbrek kanseri görülme riski artar. Küçük yaşlarda maruz kalınan bu ilaçlar yetişkinlikte böbrek kanseri oluşmasına zemin hazırlayabilir. Herhangi bir sebeple Radyum-224 tedavisini almış olanlarda ileride böbrek kanserine yakalanma olasılığı değişkenlik gösterse de daha fazladır denebilir.

5. Mesleksel Faktörler

Böbrek kanserinin gelişiminde mesleki zorunluluklar, risk faktörü olarak kabul edilir. Risk taşıyan meslek grupları, petrol, çelik, kadmium, aspest, asfalt ve yangın söndürme sektörleridir. Bu sektörlerde çalışan bireylerde saptanan yüzde fazla kanserojen kimyasallara maruziyet böbrek kanserine yakalanma riskini artırdığı gözlemlenmiştir.

6. İlaçlar

Antienflamatuar ve ağrı kesici ilaçların yanlış ve uzun süreli kullanılması, böbrek için risk faktörü oluşturur. Ağrı kesici bir ilaç olan Fenasetin’in uzun süreli kullanımı kanserin gelişmesine neden olduğu bilinen bir gerçektir.

7. Hipertansiyon (Yüksek tansiyon)

Hipertansiyon ve bu amaç doğrultusunda kullanılan ilaçlar ile böbrek kanseri arasında ince bir ilişki bulunmuştur. Bu ilişkinin ilaçlara mı yoksa yalnızca tansiyon yüksekliği hastalığına mı bağlı olduğu kesin olarak belirli değildir.

8. Düşük Fiziksel Aktivite

Hareketsiz kalmanın böbrek kanseri ile doğrudan bir ilişkisi vardır. Fiziksel aktivite, obezitenin önlemesi sayesinde riski ortadan kaldırır. Fiziksel aktivite sayesinde kanser gelişimi arasında olan potansiyel ilişki faktörleri, endokrinolojik ve bağışıklık sistemi üzerinde odaklanır.

9. Beslenme ve Obezite

Kadınlarda obezite doğrudan böbrek kanseri ile ilişkilidir. Ayrıca kilo vermekle bu riskin azaldığı görülmüştür. Obezitenin ciddiyeti ve böbrek kanseri arasındaki düz orantı saptanmış bir gerçektir. Çok obez insanlarda D-vitamini eksikliği bu riskin artmasına neden oluşturur.

Süt ve et ürünlerini fazla tüketmek, böbrek kanseri riskini artmasına sebep olur. İşlenmiş et ürünleri, domuz eti, kırmızı et, yüksek kalorili diyet ve kızartmalar, böbrek kanseri için risk faktörü olarak kabul edilir.

10. Sigara

Sigara içen kişilerde içmeyenlere göre böbrek kanseri kat ve kat daha fazla görülür. Diğer kanser türlerinde de olduğu gibi en büyük risk faktörlerinden birisi sigaradır. Sigara ve tütün ürünlerini içme süresi ne kadar fazla ise bu risk o kadar artar. Pasif içicilik de aynı zamanda risk faktörü olarak kabul edilir. Tütün ürünlerinin terk edilmesi sonrasında risk zamanla azılır fakat kullanmaya devam etmek riski her geçen gün arttırır.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir